2 Haziran 2014 Pazartesi

The Congress (Son Şans) Film Değerlendirmem

Film Festivali'nden bu yana film değerlendirmesi yazamıyorum. Tabii bu arada filmler izledim ama hakkında çok da yazılası filmler değildi benim için. O nedenle en azından şu an o filmler hakkında yazmayacağım. Dün festival sonrası ilk sinemamı yaptım, ablam sayesinde oldu o da biraz. Malum öğrencilik zor zanaat. Daha fazla gevezelik etmeden film değerlendirmeme geçiyor, sizi daha fazla yormuyorum.

The Congress bence iyi denilmesini hak eden bir filmdi. Düşündüren, kafa yoran filmler arasında sayabilirim rahatlıkla. Animasyon ve canlı aksiyon bir arada o kadar başarılı kullanılmış ki hele Robin Wright karakterini kendisi de canlandırınca yer yer animasyon izlediğiniz halde gerçekle hayal birbirine giriyor. Tür olarak her ne kadar Bilimkurgu, Animasyon olarak geçse de ben ekstra bir de Psikolojik tanımını ekleyebileceğimi söyleyebilirim. Çünkü psikolojik ögeler de ağır basıyordu filmde ki insan ara ara kendi psikolojisini de bir durup yokluyor. Teknolojinin ilerleyişini sorgulatan bir film. "Bu kadarını yapabilirler mi?" diye endişelendiriyor bir an için. Ama sonra "Saçmalama bu kadarı da olmaz." diyorsun ki olması bilimsel olarak biraz imkansız şeyleri içeriyordu açıkçası. Adı üstünde: Bilimkurgu. Ama şu da unutulmamalı ki eski zamane insanları şimdiki cep telefonunu hayal bile edemezdi. -Tamam ama burada izlediklerimiz gerçekten biraz imkansız.-


Film ikinci yarıdan sonra başlıyor ve aslında ikinci yarıdan sonra canlı aksiyon yok denecek kadar az. Ama şunu da belirtmeliyim ki ilk yarı da kesinlikle sıkmıyor. Sadece ekspozisyon az daha uzun tutulmuş o kadar.

Film asla ve asla zaman kaybı değil ve filmden çıktıktan sonra ayrı bir dünyadan kopup gelmiş gibi hissettim. Hem dingin, hem yorgundum. 
Bence İnception, Mr. Nobody, The Shutter İsland gibi filmleri sevmiş olanlar -bu dahil hepsi birbirinden çok farklı olsalar da- bu filmi de seveceklerdir.
İyi seyirler. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder